Giriş

Uğurtaşı köyü Gümüşhane ili, Torul kazası sınırları içerisinde yer alan bir yayla köyüdür. Bu kitap, çoğunlukla bölgeyi bilen insanların okuyacağı varsayımı ile hazırlandığı için yöre hakkında detaylı coğrafi bilgi verilmemektedir.

Jeolojik olarak köyün Gabena yamaçlarından başlayan bir kayma düzlemi üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Uğurtaşı yakınlarındaki volkanik ve granit kayalar bir kapan gibi derin vadiler meydana getirmiştir. Bu vadiler ise doğu batı yönünde, 35 derecelik bir açıyla daralarak kumtaşı, kireçtaşı ve sertleşmiş killi yaprak taşı gibi yoğun ve düzenli biçimler oluşturmuşlardır.

Burada bölgemiz için stratejik önem arz eden Kolat Boğazı ve dağlarından bahsetmek isterim. Milattan evvel birinci yüzyılda yaşayan coğrafyacı Strabon, Trabzon’un güneyinde, doğudan batıya doğru Moskhia Dağları, Skydises/İskit Dağı ve Samsun bölgesine kadar uzanan Paryados Dağlarını sıralar. Burada adı geçen Skydises/İskit Dağı, bugün Maçka’nın güneydoğusunda yükselen Kolat Dağlarıdır. Ayrıca bölgede, Heredot’un Karadeniz’in kuzeyinde Krali İskitler olarak tanımladığı Skolatların (Kolatların) ismine, Kolat/Kolatoğulları aile adının yanı sıra Kolat Dağları olarak da rastlarız. Strabon’un, Trabzon’un güneyinde işaret ettiği Skydises/İskit/Kolat Dağları isminden hareketle Ksenephon’un MÖ 402 yılında bölgeden geçerken bahsettiği İskitlerin, Bayburt Ovası, Vavuk (Vauk) Dağı, Gümüşhane’nin doğusundaki Kostan Dağı, Yağmurdere bölgesi, Çakırgöl Dağları ve Kolat Dağları bölgesinde yaşadığını söyleyebiliriz. Sonuç olarak Kolat isminin, burada yaşamış olan Kolat oğullarından (İskitler) geldiği anlaşılmaktadır. Yaşanan bölgeye, orada yaşayanların isminin verilmesi geçmişten geleceğe devam etmektedir.

Uğurtaşı köyüne gidebilmek için Torul-Gümüşhane arasındaki İkisu mevkiinden kuzeye, Karaca Mağarası’na giden yolu kullanmak gerekmektedir. Bu yol son zamanlarda hem genişletilmiş hem de asfaltlanmıştır. İkisu köyümüz arası 21 kilometredir. Araba ile İkisu’dan köyümüze otuz dakikada ulaşmak mümkündür. Bu güzergâh açılmadan önceki köye ulaşım sürecini arabayla ve yaya olmak üzere iki şekilde inceleyebiliriz. (Ek-1 )

Trabzon’dan köyümüze araba ile ulaşım güzergâhları şu şekilde sıralanabilir:

  1. Trabzon-Maçka-Eski Zigana Geçidi-Ayaser-Kolat Dağı- Uğurtaşı köyü.
  2. Trabzon-Maçka-Hamsiköy-Ferganlı-Bodamış Yaylası-Barmada-Ayaser-Kolat Dağı-Uğurtaşı köyü.
  3. Trabzon-Maçka-Meşe İçi-Karakaban-Hoca Mezarı-Lapazan-Turnagöl-Kolat Dağı-Uğurtaşı köyü.
  4. Trabzon-Maçka-Coşandere (Kınalıköprü)-Akarsu (Larhan)-Acısu-Kolat Dağı-Uğurtaşı köyü.
  5. Trabzon-Maçka-Meyremana-Camiboğazı-Kolat Dağı-Uğurtaşı köyü.

Bir numaralı güzergâhın Ayaser-Uğurtaşı köyü arası bölümü, köyümüz sakinlerinden Kasımoğulları öncülüğünde, 1951 yılında köylülerce yaptırılmıştır. (Özellikle Kolat Dağı ile köy arası).

Araba ile köye ulaşım imkânlarının olmadığı dönemlerde köyümüz sakinlerinin kullanmış olduğu diğer seçenekler de şöyledir:

Arabalarla Trabzon’dan Zigana Geçidi’ne kadar gelinir, ondan sonrası atlarla Zigana Dağı-Salih’in Kahvesi (Atalar-Zimera’dan)-Lalacon-İspele-köy güzergâhı kullanılırdı. Salih’in (Atalar) Kahvesi ile köy arasındaki yaya yolunun açık tutulmasına Tufanlardan Jandarma Subay Kamil Efendi (Karakullukçulardan) 1950’li yıllarda öncülük etmiştir.

Zigana Geçidi’nin henüz açılmadığı ve otomobilin bulunmadığı 1870 öncesi köyümüz-Kulat-Karakaban-Maçka-Trabzon güzergâhını yaya olarak kullanmaktaydı. Böylece köyümüzden Trabzon’a veya Trabzon’dan köyümüze yaya olarak 15 saatte gidiliyordu. Bu kadar uzun süre yürünemeyeceği için yol üzerinde bulunan hanlardan birinde gece konaklanır, sonrasında yola devam edilirdi. İlerde anlatılacağı üzere kış aylarında mevsim zorlukları sebebi ile ulaşım kapanırdı. Ulaşımın zor şartlar altında da olsa yapılabildiği ilkbahar ve sonbahar aylarında ise birçok ölümlü vaka yaşanmıştır.        

Köyümüzden Gümüşhane’ye veya Gümüşhane’den köyümüze yaya ulaşım için yüzyıllarca kullanılan güzergâh ise şöyledir: (Ek-2)

  1. Uğurtaşı – Alpullu Mah. (Mehelle) – Kışlak Sırtı – Cebeli (Baladan) – İkisu (Harava) – Mescitli (Beşkilise) – Hacıemin – Gümüşhane.
  2. Uğurtaşı – Kömürcü Mah. – Yamaç Mah. (İstilos) – Bazben Dağı (Son Mah.) – Mescitli (Beşkilise) – Hacıemin – Gümüşhane.
  3. Uğurtaşı – Yoğurtlu Mah. (Ayliya) – Yağlıdere – Çamlık Mah. (Somaslı) - Koroş Dağı – Yeşildere (Haşera) – Hacıemin – Gümüşhane. 

Yukarıda bahsedilen ulaşım seçeneklerinden sonuncusunun binlerce yıl öncesinden beri kullanıldığı bilinmektedir. Roma döneminde inşa edilen İran-Trabzon kervan yolu, Maçka’dan Hortokop sırtlarında tırmandıktan sonra Karakaban’ın batı eteklerinden Hoca Mezarı, Turna Göl ve Kolat Boğazı ve Uğurtaşı köyünden aşağıya, Yağlıdere’ye inerdi.

Kervan yollarından bir başkasının ve benzerinin güzergâhını Ksenephon’dan aktarmak isterim. Yunan komutan ve yazar Ksenofon MÖ 400’lü yıllarda yazmış olduğu Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) isimli eserinin bir bölümünde İran’da yapmış olduğu ve yenildikleri Kunaxa Savaşı (MÖ 401) sonrası Karadeniz’e (Trabzon) nasıl ulaştığını anlatır. Doğaldır ki o dönem buralar için kullanılan adlar farklıydı. Her şeye rağmen anlatılan, tasvir edilen güzergâh incelendiğinde bunlardan birinin Bayburt-Balahor-Vesernik-İstavri-Kolatboğazı-Çevizlik-Maçka-Trabzon olduğu anlaşılmaktadır. Bu tezimizi destekleyen önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Ksenophon’un askerleri Karadeniz’e (Trabzon) yaklaşırken dağların yükseklerinden denizi göreceklerini biliyorlardı. Günlerce yolculuktan sonra bir noktadan denizi görüp “deniz deniz” diye bağırmaya başlarken, etraftan topladıkları taşlarla bir de tepe yaparlar. Kanımca denizi gördükleri bu nokta Kolat Dağları'ndaki Cemal Bey veya Ayeser Tepesi’dir. Çünkü hava açıkken her iki tepeden de (zaten birbirlerine çok yakınlar) hem deniz gözükmekte hem de kule yapımı için taş bulunmaktadır. Aynı hikâyeyi bazı Rumca yayınlardan da teyit etmek mümkündür. Bu güzergâhın aynı zamanda tarihî İpek Yolu’nun bir parçası olduğu varsayılmaktadır. Ksenophon’un denize ulaştığı varsayılan bir diğer güzergâh ise Bayburt-Vavuk (Vauk) Dağı Geçidi-Madur Dağı (deniz görünüyor mu bilemiyorum)-Sürmene’dir.

İçerisinde bulunduğumuz bölge Anadolu’nun birçok yeri gibi mahrumiyet bölgesiydi. Gümüşhane il merkezine şebeke suyu 1948’de, elektrik ise 1949’da gelmiştir. Bu gün köyümüz teknolojinin imkânlarından faydalanmış su, elektrik, telefon ve internet gibi altyapı hizmetlerine kavuşmuştur. Bilindiği üzere Türkiye 1980 sonrası yol, elektrik, telefon gibi altyapı hizmetlerinde kalkınma dönemi yaşamıştır. Bu imkânların köyümüze yansımasında köyümüz sakinlerinden Trabzon Belediye Başkanlığı da yapmış bulunan Orhan Karakullukçu’nun katkılarını ve takipçiliğini de burada bahsetmeden geçemeyiz.

Madenlerin kapatılmasıyla köyde geçerli iş/meslek olan tarım ve hayvancılık köy sakinlerinin geçinebilmesi için yeterli olmamıştır. Bunun neticesinde ticaret yapmak, çalışmak veya okumak amacı ile köyden göçler başlamıştır. Ek-30’da, 1800’lerin başından itibaren köyden ticaret yapmak veya okumak maksadı ile çıkanlardan bulabildiklerimin listesi bulunmaktadır. Ticaret yapmak veya çalışmak için tercih edilen şehirlerden bazıları Trabzon, Erzurum, İstanbul, Zonguldak ve Ankara’dır. Okumak için gidenler ise öğretmenlikten mühendisliğe, veterinerlikten doktorluğa, öğretim üyeliğinden rektörlüğe birçok dalda meslek sahibi olarak yüksek mevkilere gelmişlerdir. Birçok Osmanlıca belgeden yararlanılarak hazırlanan bu listeyi “Mürekkep Yalamışlar” Ek-30 başlığı altında bulabilirsiniz.     

Biraz da nostalji yaparak Osmanlı dönemindeki mesleklerden bahsetmek isterim. Bazıları gayrimüslim tarafından icra edilen aşağıdaki meslek mensupları Gümüşhane’de çalışıyordu. On sektörde kırktan fazla iş kolundan oluşan meslek grupları aşağıda sıralanmıştır.


Deri Sektörü: Pabuççu, Saraç-Sarraç (koşum ve eyer takımları yapan ya da satan kimse), Semerci, Mestçi (ayakkabı içine giyilen deriyi yapan ya da satan kimse), Debbağ (Sepici, Sayacı, deri işleyen).

Dokuma Sektörü: Hayyat (Terzi, Dikici), Hallaç (Ditiçi, Atıcı), Basmacı, Bezzaz (Manifaturacı), Neccad (Yatak, Yastık ve Yorgancı).

Gıda Sektörü: Bozacı, Sucu, Aşçı, Macuncu.

İnşaat Sektörü: Kürekçi, Kazmacı-Eşici; Taşcılık, Taş duvar işçiliği, Irgatlık.

Küçük Ölçekli Sanayi: Demirci, Kazancı-Bakırcı, Kuyumcu, Mumcu, Nalbant.

Sağlık ve Temizlik Sektörü: Berber, Sünnetçi, Dişçi, Hademe, Hizmetkâr.

Ticaret Sektörü: Eskici, Tabbağ (Kılıç yapan kimse), Çıracı, Bakkallık, Hamallık, Kalaycı, Müderris (Öğretmen), Hoca-Müezzin (Cami görevlisi).

Ziraat ve Hayvancılık Sektörü: Eşici, Celep, Rençber, Çoban.

Turizm Sektörü: Hancı.

Madencilik sektörü: Kazıcı, Kürekçi, Tomrukçu.

Uğurtaşı Köy Kitabı
Cahit Karakullukçu'nun Uğurtaşı kitabını indirmek için tıklayınız.

Detay
Soy Ağaçları
Uğurtaşı köyünde yaşayan Türk sülalelerinin soy ağaçlarını inceleyebilirsinizDetay
Foto Galeri
Uğurtaşı köyü fotoğraflarını görüntülemek için tıklayınızDetay