Köyümüzde Meydana Gelen Doğal Afetler

Osmanlı döneminden kalan bazı Rumca ve Osmanlıca kaynaklarda, köyümüzde meydana gelen doğal afetlerden bahsetmektedir. Bunlardan tercüme edebildiğim bazılarını aşağıda bulabilirsiniz.

Bulaşıcı Hastalıklar

1787, 1845, 1852, 1861, 1865 ve 1892 yıllarında Gümüşhane ve köylerinde görülen kolera ve/veya veba salgını İstavri’de korkulu günler yaşanmasına sebep olmuştur. Hatta bu senelerin bazılarında köy boşaltılmış ve daha yukarılara geçici olarak taşınmıştır.

Sel Felaketi (28 Temmuz 1861)

Bazı Rumca kaynaklarda 28 Temmuz 1861 tarihinde İstavri’de büyük felaket olduğu yazıyor. Kulat Dağı ve Barmada yaylalarında yağan şiddetli yağışlar sonrası İstavri’de bütün bağ ve bahçeler su baskınlarından sonra viran hale gelmiştir.

Sel Felaketi (17 Temmuz 1886)

17 Temmuz 1886 tarihindeki büyük yağışlar sonrası dereler o kadar yükseliyor ki bazı köprü ve değirmenler yıkılmıştır.

Kar Fırtınası (25 Ekim 1886)

Trabzon’dan köylerine dönmek üzere yola çıkan, çoğunluğu kadın ve birkaç çocuktan oluşan 20 kişilik grup Turna Gölü, Gulat mevkiinde kar fırtınasında mahsur kalmıştır. Yazılanlardan anlaşıldığına göre yanlarında bulunan battaniyeler ve İstavri’den gelen katırcı Hristos Mianas’in (muhtemelen Mehelle’den) getirdikleri ile tipiden korunmaya çalışsalar da çoğunluğu ölmüştür. İstavri’den 5 kadın ve 1 çocuk, Parti’den 3 kadın, İmeralı 1 kişi, Bazben’den 2 kişi, Rusya’dan 1 kişi ve Monomatlı’dan Bayan Kereki Keşişoğlu olmak üzere 14 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu sırada beraberlerinde bulunan atlardan üçü de donarak ölmüştür.

Sel Felaketi (4 Ocak 1891)

Monomatlılı Osman Ağa’nın gelini ve Yior’un eşi Kekeri sırtında çalı yükü ile dere kenarında otururken, yoğun yağışlar sonucu gelen seli fark etmiyor ve suya kapılıyor. Cesetleri iki gün sonra İkisu mevkiinde bulunuyor ve Monomatlı’ya defnediliyor. 1891 sel felaketi tüm Kurum Vadisi’ni etkilemiştir. Birçok ev ve köprü tahrip olmuştur.

1916 Kışı Erken Yağan Kar

1916 kışına girerken yine bir Trabzon dönüşü soğuk ve kar yağışından perişan olan 4 kişi akşamüzeri zor şartlar altında Anelepsi’deki bir şapele kadar geliyorlar. Fakat o şapelde gecelerlerse soğuktan öleceklerini anlıyorlar. Bunun üzerine kendilerine güvenen ikisi yola devam ederek köye varıyor. Diğer ikisi ise şapelde geceleyip yardım beklemeye karar veriyor. Ancak sabaha doğru köyden gelen kurtarma ekipleri bir Rum vatandaşımız ve Osman Emiroğlu’nun donmuş cesetleri ile karşılaşıyor. Osman Emiroğlu, Ayşe Sever’in babası, Osman Sever’in de dedesidir.

Heyelanlar

Köyümüzde dönem dönem aşırı yağan yağmurlar sonucu bazı ufak heyelanlar/toprak kaymaları da olmuştur. Bu toprak kaymalarında bazı mahallelerdeki evler hasar görmüştür.

Depremler

Kanunisani (Ocak) 1894 yılında Cebeli/Baladan merkezli bir deprem meydana gelmiştir. Baladan’da 64 ev ağır hasar almıştır. Bizim köyümüzde oluşan hasar konusunda ise bilgi mevcut değildir.

Babamın, Kur’an-ı Kerim’in son sayfalarına aldığı notlarda “27 Kanunievvel (Aralık) 1939 tarihinde gece yarısı saat 02 sularında arz (dünya, yer) şiddetli bir şekilde sarsıldı.” yazmaktadır. Bir hasar olup olmadığından bahsetmemektedir. Zannederim bu sarsıntı büyük Erzincan depreminin etkisidir.      

Kuraklık ve Kıtlık

1892-1894 ve 1907-1910 yılları arasında kuraklık sebebi ile kıtlık baş göstermiştir. Osmanlı kayıtlarında bu kıtlıklar döneminde bazı can kayıplarının yaşandığı yazmaktadır. Özellikle bizim köyümüzde can kayıpları yaşandığına dair bir belge ise bulunamamıştır.

Tahlisiye Madalyası

Köyümüz sakinlerinden Alemdârzâde Ruşen Efendi’ye (Mollaabdullahlardan) can kurtarma hususundaki üstün gayretlerinden dolayı 12 Mayıs 1892 tarihinde Trabzon Valiliği tarafından tahlisiye madalyası verilmiştir. ( EK-32 )

Uğurtaşı Köy Kitabı
Cahit Karakullukçu'nun Uğurtaşı kitabını indirmek için tıklayınız.

Detay
Soy Ağaçları
Uğurtaşı köyünde yaşayan Türk sülalelerinin soy ağaçlarını inceleyebilirsinizDetay
Foto Galeri
Uğurtaşı köyü fotoğraflarını görüntülemek için tıklayınızDetay